20 Ağustos 2010 Cuma

Balkonda hayatlar...

Bu sene balkon sefamız çok kısa sürdü… Sıcaklar erken geldi, Martta da balkona oturulmaz, bir iki güne hava bozar yine sandalyeler kaldırılır diyerekten balkonumuzu süslemedik, Haziran temmuz balkonumuzu ne güzel süsledik derken, havalar o kadar hızla ısındı ki içeride klima varken bu hava da balkonda oturulmaz, bunalırız dedik.
Mevsim çiçekleri rengârenk, her zamanki gibi yıkadığım sebzelerin suyuyla onları suladım. Son iki yıldır her defasında da çiçeklerimin yanından bir domates fidesi beliriveriyor, ama bu sefer farklı oldu. Domates fidesi kaktüs saksısını seçti. Zavallı minik, dikenlerden uzaklaşmak için boynunu aşağı doğru büküp tekrar oradan yukarı devam etmeye başladı. Bu sonbahar heyecanla meyvesini bekliyor olacağız. Geçen sene 2 tane tadımlık cherry domates vermişti ve biz maaile paylaşıp yemiştik. Meyveyi dalından koparmak o kadar zevkli, Tadı o kadar lezzetli ki…
Bildiğimiz domates… Ama artık devir nasıl değişmişse, saksı da yetişeni daha makbul oluyor.
Annemizin limonatası bile artık bir havalarda. Almış nane yaprağını sosyetik oldum diye cafelerde geziniyor. Hele ki naneler buz küplerinin içinde dondurulup limonataya atılmışsa vay o limonun haline, artık onun yanına kimse yaklaşamaz.


1 güzel fikir:

CEPAYNASI dedi ki...

nem azaldı,
balkon sefası olabilir yeniden:)