31 Ağustos 2010 Salı

Mor odalar...

Kadife perde, separatör görevini üstlenmiş. Yatak odamda bu uygulamayı yapmayı düşünmüşümdür ama kadife kumaşın toz mıknatısı olduğunu da düşünürsek ben kullanımı daha  rahat kumaşlara yönelirdim.
Avizenin benzerini IKEA da bulabilirsiniz. Süsler renkli grapon kağıdından yapılmış
Herbiri tekbaşına çok güzel desenler ancak bu kadar farklı deseni beraber kullanmazdım sanırım

27 Ağustos 2010 Cuma

Çok şık...

Fazla söze gerek yok...

20 Ağustos 2010 Cuma

Balkonda hayatlar...

Bu sene balkon sefamız çok kısa sürdü… Sıcaklar erken geldi, Martta da balkona oturulmaz, bir iki güne hava bozar yine sandalyeler kaldırılır diyerekten balkonumuzu süslemedik, Haziran temmuz balkonumuzu ne güzel süsledik derken, havalar o kadar hızla ısındı ki içeride klima varken bu hava da balkonda oturulmaz, bunalırız dedik.
Mevsim çiçekleri rengârenk, her zamanki gibi yıkadığım sebzelerin suyuyla onları suladım. Son iki yıldır her defasında da çiçeklerimin yanından bir domates fidesi beliriveriyor, ama bu sefer farklı oldu. Domates fidesi kaktüs saksısını seçti. Zavallı minik, dikenlerden uzaklaşmak için boynunu aşağı doğru büküp tekrar oradan yukarı devam etmeye başladı. Bu sonbahar heyecanla meyvesini bekliyor olacağız. Geçen sene 2 tane tadımlık cherry domates vermişti ve biz maaile paylaşıp yemiştik. Meyveyi dalından koparmak o kadar zevkli, Tadı o kadar lezzetli ki…
Bildiğimiz domates… Ama artık devir nasıl değişmişse, saksı da yetişeni daha makbul oluyor.
Annemizin limonatası bile artık bir havalarda. Almış nane yaprağını sosyetik oldum diye cafelerde geziniyor. Hele ki naneler buz küplerinin içinde dondurulup limonataya atılmışsa vay o limonun haline, artık onun yanına kimse yaklaşamaz.


12 Ağustos 2010 Perşembe

I’m blue dabadi dabada …

Duş jeliniz ne renk? Pembe, kırmızı, sarı ya da beyaz mı? Peki, neden mavi değil? Mavi duş jelleri hep erkekler için... Ya şampuan şişeniz o da mı renkli?
İlk kızım için alışveriş yaparken pembe almamaya o kadar dikkat ediyordum ki bir süre sonra alışverişin bir eziyete dönüştüğünü fark etmiştim. Pembenin bu kadar tonu olduğunu da o zaman öğrenmiştim. Sonunda ne mi oldu, pes ettim tabii, hele ki şimdi kendi zevkine göre giyindiği için her şeyi pembe istiyor.




Yok yok, bizim odamız hala bu kadar PEMBE değil ama bakıyorum da pembe de olsaymış  o kadar da kötü olmazmış...




Duvarlar, mobilyalar, perdeler beyaz ama aksesuarlar renkliydi, konseptimiz trene binmiş şaşkın bakışlı turuncu zürafa, mavi fil ve uçağa binmiş tombiş beyaz koyundu. Ama sonra ne mi oldu, kızlar büyüdükçe aksesuarlar yavaş yavaş pembeleşti, nasıl olduğunu ben bile anlamadım. Arkadaş faktörü her zaman olduğu gibi bu yaşta bile bir etken oldu onlar için.



Aslında pembe o kadar da ürkütücü bir renk değil, çok ta şeker aslında… Mavi de o kadar soğuk bir renk değilmiş, sadece daha ferah, aslında daha yazlık, daha deniz, daha gökyüzü bir renkmiş…

6 Ağustos 2010 Cuma

Aradığı harfi bulamayanlara...


Dekorasyonda harfler kullanmayı ne kadar çok sevdiğimi bilen Deli Kadın Nuray bu hafta bana bir mail attı, ben de paylaşmak istedim.
Tchibo mağazasının  Yaz Gecesi Masalı konseptinde H-O-M-E yazan 4 ayrı beyaz lakeli mdf harf satışa sunulmuş. Sanırım sadece internet sitesinde mevcut, çünkü Palladium AVM'deki mağazasında bulamadım.

Ben Bauhaus tan aldığım 3 parmak kalınlığındaki beyaz köpüğü "A" harfi şeklinde maket bıçağıyla kestim. 2 işlem sonrasında hazır olacak. Bu haftasonu üzerine alçı çektikten sonra siyah sprey boyayala boyamayı düşünüyorum. (Yapacağım demedim, sadece düşünüyorum dedim herşey kızların uyku saati ve enerjilerine bağlı :) Harf eskitme ile ilgili bir önceki yazımı okumak isterseniz tıklayın.
 Yine aynı köpükle b-a-t-h harflerini ortaya çıkardım ve bunları siyah üzerine altın sarısına boyadıktan sonra banyomun bir köşesine yerleştireceğim.
Tamam tamam, söz, bittikten sonra fotoğraflarını yayınlayacağım.
Kendinize iyi bakın, haftaya yeni planlarımla görüşmek üzere....

** Köpüğü yada alçıyı sprey boyayla boyamayı denemeyin sprey boyanın içindeki tiner her ikisini de eritiyor :)  en iyisi su bazlı farklı boyaları denemek **

5 Ağustos 2010 Perşembe

I'm lovin this...

Hepinizi çok özledim... Yoktum...  Antalya'nın kavurucu güneşinin altında kızlarımızla çok güzel bir tatil yaptık. Ama tekrar işbaşı, hatta ev başı çünkü tatile giden 2 koca valizin ve 2 sırt çantasının içindeki herşey yıkandı ve kurudu malum beni bekliyor. Belki de Saniye yarın hepsini bir saniyede bitiriverir :)

Bu fotoğraftaki renkleri çok sevdim...  Sandalye minderinin yeşil sarı fırfırını, beyaz sehpanın üzerindeki gümüş tepsiyi, cam kenarındaki bankın döşeme kumaşını, perdeleri ve bütün ayrıntılarını çok sevdim.