22 Mart 2010 Pazartesi

Değişimi bekleyen masa lambası

İkizler burcu değişkendir derler, işte ben bu konuda safkan bir ikizler burcuyum. Yeter ki değişiklik olsun. Hani derler ya reklâmın iyisi kötüsü olmaz diye, bence değişikliğin de iyisi kötüsü olmaz. Değişiklik insana farklı bir enerji yükler, kişinin monotondan sıyrılıp kendini yenilemesine izin verir.
Lise ve sonrası dönemlerimde yatak odamın mobilyaları rotasyon halindeydiler. Olabildiğince her şeyin yerini değiştirirdim. Birkaç ayda bir en yakın arkadaşlarımla şifoniyeri yatakla, komodinleri dolapla derken odadaki her şeyin yerini değiştirirdik. Zavallı kardeşim de bu işten nasibini alırdı. İlk zamanlarda hafif işlerde yer alan kardeşim, yaşı ilerledikçe dolap hareket ettirme ekibine terfi olmuştu. (Sizden ufak kardeşiniz varsa bilirsiniz rüşvet her zaman işe yarar, hele ki kardeşiniz tatlı seviyor ve sizin de mutfakta bazı hünerleriniz varsa :)

Durum böyle olunca dekorasyonda değişiklik artık benim hayatımın bir parçası. Sonuçta her değişiklik masraf ancak bu da kesenin ağzını ne kadar açacağınıza bağlı. Gelin sizinle bu değişikliklerin en zararsız ne şekilde yapılabileceğini konuşalım:

** Duvar renginiz pastel ya da toprak tonlarda olsun,

** Koltuk / Kanepe ve diğer döşemeleri, düz renk kumaşlarla kaplayarak ilerde şallar, desenli kırlentler, otantik kilimler gibi tekstillerle renklendirebilirsiniz.

** Perdelerinizi duvarlarınıza uygun seçip perde süsleriyle renklendirip, perde rayına takılan boncuklarla hareketlendirip ya da sadece perdenin fonlarını renkli seçerek canlandırabilirsiniz.

** Aksesuarlarınızı sergileyebileceğiniz en güzel yerler vitrininiz, sehpalarınız ya da büfe üstleriniz olduğuna göre, mobilyalarınızda da çok canlı renklere gitmeyin ve yazın masmavi ya da pespembe olan salonunuz kışın mor ya da bordo olabilsin.

Bu liste gittikçe gideeerrr... Biblolar, çiçekler, vazolar, böcekler derken zaten salonunuz renk karnavalına döner… Ancak dekorasyonda tüm havayı değiştiren bir nokta var ki o da aydınlatma. Eskilerin kristal avizeleri, bir dönemlerin spot ışıkları derken en rahatlatıcı ve en yumuşak ışığı veren masa lambaları (ya da abajurlu lambalar) olmazsa olmazlarımdandır. Karanlık bir kış sabahı salonun köşesindeki masa lambasını yakar tüm gün televizyonun karşısında koltuğunuza kıvrılmış battaniyenize sarılmış, kahvenizi içer mayışırsınız. Misafirler gelmeden akşam yemeği hazırlıklarında ilk masa lambanızı yakarsınız ki salonunuz romantik bir havaya bürünebilsin. Evde tek başınıza olduğunuzda salonda oturmayacak olsanız bile sırf size o an evde biri varmış hissi yaratabilsin diye yine masa lambası yanaaarrr durur.

Hala bir masa lambanız yoksa bence aşağıdaki modellere bakın ve hemen bir tane edinin. Hem salonunuza ayrı bir hava katacak hem de ruhunuzu aydınlatacak. Masa lambam var ama değiştirsem mi diyenlere de şöyle bir seçeneğim var. İstanbul’daysanız abajurlu lambanızı alıp Şişhane’ye bir gidin. Bu şapkaların her model, her renk, motif ve ebatta olanını yapan yerler var. İlgilenen olursa çalıştığım aydınlatmacının adını ve telefon numarasını verebilirim.



0 güzel fikir: