31 Mart 2010 Çarşamba

Woollypocket.com (the good life grows in pockets)


 
Fidanlıklarda hepimiz askılara asılmış yeşil naylon portatif çiçek keseciklerini görmüşüzdür. Bahsedeceğim ürün konsepti aynı, fakat bitkiler için daha sağlıklı ve işlevsel.

100% geri dönüşümlü malzemeden(plastik şişelerden) yapılmış, toprağın hava almasını sağlayan ama aynı zamanda zeminleri ve duvarları toprak ve sudan koruyan portatif cepler.

Woollypocket bir aile firması ve bu küçük ceplerin hepsi el yapımı.

Evde bitkiler için yeriniz yoksa veya minikler kurcalar diye korkuyorsanız duvara asmak için birli, üçlü ve beşli modelleri mevcut. Boş ve bakımsız bir duvarı gizlemek için de kullanabilirsiniz. Bu markanın en yeni ürünleri yere konabilen ve istediğiniz şekli verebildiğiniz modelleri. Farklı bitkilere göre ebatları var. Sitesini daha fazla bilgi almak için ziyaret edebilirsiniz.

Woollypocket ‘ın en yakın zamanda Türkiye’ye gelmesini diliyorum böylece balkonuma çok yer kaplamadan bir bahçe havası verebileceğim.





Banyo Keyfi...

  Bu aralar işler çok yoğun, bundan dolayı birkaç gündür yazamıyordum. Şu anda ihtiyacım olan tek şey biraz dinlenmek. Eve gidip küveti doldurduktan sonra kokulu mumları yakmak ve fonda da Sade’nin müziğini duymak…
  Tabii bunlar benim istediklerim, ama her zamanki gibi istekleri benimkilerden daha önemli olan iki minik var. Az önce çizdiğim tabloya bikinilerini giyip ördeklerini kapıp gelmiş iki minik canavarı eklemeyi unutmuşum. Bu arada fonda çalan müzik Sade değil Ali babanın çiftliği olarak değiştirilir ve yanan mumlar da doğum günü pastası mumları niyetine bir Happy Birthday şarkısıyla söndürülürdü.
  Her Amerikan filminde bir banyo sahnesi vardır. Hele ki korku filmiyse banyo sahnesi vazgeçilmezdir. Ama ben şu anda tüylerinizi diken diken etmek istemiyorum. Benim bahsettiğim filmde kadın oyuncu küvetini doldurur, mumlarını yakar ve hafif müzik eşliğinde banyoda dinlenir. Tabii elinde de kesinlikle bir şarap kadehi mevcuttur. Bunun hayali bile insanı mutlu ediyor. Bu eğer pozitif bir bakış açısına sahipseniz. Yok, ben bugün çok mutsuzdum ve negatif kalmak istiyorum diyenlerdenseniz o zaman banyo keyfini boş verin çünkü parmaklarınız az sonra buruş buruş olacak, suyunuz bir çırpıda soğuyacak ve hatta müzik CD’nizin artık bozulmuş olduğunu fark edeceksiniz.


26 Mart 2010 Cuma

AllPosters.com

 
Adından da anlaşılacağı gibi tamimiyle posterler üzerine kurulu bir site. Ama tek kelimeyle mükemmel… Onlarca kategori arasından istediğiniz temayı seçin ya da belirlediniz bir figürün veya ressamın adını arattırın, karşınıza binlerce çeşit poster çıkacaktır. Zor da olsa bir seçim yaptıktan sonra olayın en zevkli bölümü başlıyor. Seçtiğiniz posterin isterseniz daha farklı ebatlarını bulabilirsiniz. Kanvas mı yoksa çerçevemi istediğinize karar verip, çerçeve çeşitleri, renkleri ve kalınlıklarını teker teker seçtiğiniz resmin üzerinde deneyebilirsiniz.
Bakın bu 1957 Vogue' un dergi kapağı
AUTUMN FUCHSIA

Daha sonra bu çerçevelenmiş posteri farklı oda seçeneklerinden birinde duvara asıp deneyebiliyorsunuz(salon, yatak odası, çocuk odası, mutfak, banyo vs.). Tabii duvar rengini de verilen seçeneklerle değiştirebiliyorsunuz. Yani yanlış bir seçim yapmanız mümkün değil.
Türkiye’ye de kargo yapıyorlar ama çerçeveli almanız durumunda kargo biraz pahalıya gelebilir. Ben bu siteden 4–5 farklı çerçevesiz posteri çok uygun bir kargo fiyatıyla getirttirdim daha sonrada internet sitesinde denemiş olduğum çerçeve çeşitlerine benzer şekilde çerçevelettirdim.


Eminim ki hepiniz zevkinize göre bir poster bulacaksınız çünkü daha önce bu kadar çeşidi bir arada görmediniz.


NewYork Taxi
Alttaki bir Gustav Klimt...
Bu Salvador Daliden aldım bile...
Vee Pablo Picasso dan THE DOG
İşte bir Van Gogh...
Bu da bir Monet'in Çerçeveli hali,

Posted by Picasa

25 Mart 2010 Perşembe

Dört duvar bir oda...

   Bu aralar bir arkadaşımın evini yenilemekle meşgulüm. Kaba inşaat bitti, su ve elektrik tesisatı yenilendi, bazı duvarlarda değişiklikler yapıldı, Salon ve koridora nişler yapıldı, kartonpiyerler kurudu ve ustalarımız boyaya hazır ve nazır; ancaaakkk:
   Boya markalarının renk kartelâları o kadar cıvıl cıvıl ki, pastane camekânından pasta beğenen ufak çocuklar gibi parmağımızla bir ona bir ötekine işaret ediyoruz. Aslında hepsini bir anda beğeniyoruz ama mümkün değil.
   Durum böyle olunca mobilyasının renklerini de göz önünde bulundurarak, salonuna ve 2 odasına ikişer renk seçiyoruz böylece iştahımızın bir kısmını gidermiş oluyoruz. Perdelerini de daha sonra değiştirip duvar renklerine göre seçeceğiz.
   Antrenin ana duvarı ve koridorun tek duvarını da duvar kâğıdıyla kaplamayı düşünüyoruz. Bu sefer de kolaysa duvar kâğıdı motiflerinden birini beğenmek gerekecek. Yarın bizi çok uzun ve yorucu bir gün bekliyor olacak. Bugünlük benden bu kadar, bu arada arşivimdeki eski modellerden bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum…






Posted by Picasa